Share This:

Ağaçişleri Endüstri Mühendisleri Açısından, Serbest Orman Ürünleri Büro Çalışmaları, Verimlilik, Yönetim ve Kalite Sistemleri

Dr. Sabit TUNÇEL(Mba)
Ağaçişleri End.Yük.Müh.
www.sabittuncel.com

1. Giriş

5531 sayılı “Orman Mühendisliği Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaçişleri Endüstri Mühendisliği Hakkında Kanun” 29.06.2006 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak kabul edildi. O günden bu yana odamız, oluşturulan bu kanun hakkında muhataplarını bilgilendirmek için çaba sarf ediyor.
Ancak burada bizler yani endüstride bulunanlar ağırlıklı olarak özel sektörde faaliyet göstermemizden dolayı, ciddi emek harcanarak çıkarılan bu kanunumuzu yeterince incelemedik. Kimimiz yoğunluktan, kimimiz ise bu konuların karşımıza çıkmamış olmasından. Yani hiç kimse veya hiçbir firma şu belgeyi almam için sizin imzanız gerekli veya şu ihale şartnamesini ancak sizin imzanız ile geçerli kılabilirim demedi. Bir gün bir firma gelipte ben kapasite raporu alacağım ancak bunun için Orman Endüstri Mühendisnin (OEM) veya Ağaçişleri Endüstri Mühendisinin (AEM) imzasını istiyoruz demedi. Bu örnekler o kadar çok ki; işte bizler bunları istenir hale getirmek durumundayız. Bu konudaki yaptırım gücü odamızın elindedir. Günümüzde dahi birçok firma işe aldığı mühendisten diplomasını istemiyor. Hiçbir zaman bu ve benzer konularda bireysel çabalar ile bir yere gelemeyiz. Gelebildiğimiz nokta şu anda bulunduğumuz noktadır. İçimizde birçok kişi kişisel gayretleri ile bir yerlere gelmiş ve kendisini kabul ettirmiş. Evet, bu kişinin imzası var ise bu konu doğrudur denilmiştir. Oda sicil numarası ve mührü var doğrudur/yanlıştır denilecek bir alt yapı bizim sektörümüzde henüz yok.

Bizlerin öncelikle bunu sektörümüze anlatmamız ve daha sonrada uygulamaya almamız gerekmektedir. Hepimiz bu sektörde faaliyet gösteriyoruz. Eminim ki; birçoğumuz da kapasite raporu için sanayi odalarından incelemeye gelen kişi veya kişiler ile tanışmış ve neden sektörden değil diye bir an olsun umarım düşünmüşüzdür. Kaç kişi bu sektörün mühendisleri ile kapasite raporunun incelendiğine şahit oldu. Çok az değil mi? Oysa 5531 sayılı kanunu Madde 5– Hak Yetki ve Sorumluluklar; başlığı altında Madde 4’de belirtilen faaliyet konuları kapsamında gerekli olan raporları hazırlamaya yetkili kılınmıştır. Bunu henüz kullanamıyoruz.

2. Özel Sektörde Ağaçişleri Endüstri Mühendisliği

Bundan 25-30 sene öncesine kadar ahşap sektörü özellikle mobilya üretimi atölyelerde konvansiyonel makinalar ile yapılıyordu. Bizler 10.000 – 20.000 m² alanda yapılan makine fuarlarını gezerdik. Gördüğümüz kalınlık planya şerit vs. oysa şimdi tüm makineler CNC en basiti NC. Böyle bir ortamda mühendise çok büyük işler düşüyor. Bu işin sadece makine boyutu. Sistem, yazılım ve otomasyon açısından da baktığımızda sektör ciddi anlamda farklılaşmıştır. İşletmelerimizin her biri artık ihracat yapan ve kalitesi ile uluslararası rakipleri ile yarışan konuma gelmiştir. Artık mühendislik ve planlama ön plana çıkmış birçok imalat modelleri işletmelerimizde uygulanır hale gelmiştir. Üretimin belirli bir sistem dâhilinde yapılması ile birlikte kalite anlayışı farklılık göstermiş ve birçok kalite kavramı sektörümüzde benimsenip firmalarımız tarafından uygulamaya alınmıştır. Daha önceleri ürün kalitesi üzerine çalışmalara yapılırken, günümüzde sistem kalite belgesi başta olmak üzere gelinen noktada aşağıdaki birçok belgeye sahip olmak için çalışmalar yapılmaktadır.

ISO 9001-2008 Kalite Yönetim Sistemi
ISO 14000 Çevre ve Atık Yönetimi
ISO 27001 Bilgi Güvenliği
ISO 17025 Akreditasyon
ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti ve Şikâyetleri
ISO 50001 Enerji Verimliliği Yönetim Sistemi
BS ISO 16001 Enerji Yönetim Sistemi
OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği
BS 25999 İş Sürekliliği Yönetim Sistemi

İşletmelerimizin bir kısmı yaptığı çalışmalar doğrultusunda gerekli gördükleri / talep ettikleri belgeler ile sertifikalandırılmıştır.

Yukarıda belirttiğim belgelendirmeleri yapabilecek veya denetleyebilecek uzman mühendisler yetiştirmeliyiz. Bunu da yapacak olan bizim odamızdır. Üniversitelerimizin AEM veya OEM bölümlerinden mezun kişilere bu konularda düzenleyeceği eğitimler ile gerekli uzmanlık sertifikalarını vererek denetçi/denetçileri yetiştirmelidir.

Ayrıca günümüz işletmelerimizde belgelendirme ve sertifikaların dışında katılımcı yönetim ve mükemmeliyetçi yaklaşım ile daha iyiye ulaşma çabası. 5S ve Kaizen Felsefesi yaklaşımlarını benimsemiş, çalışanlarını sürekli eğitimler ile gelişimini sağlamaktadır. Rekabet edebilmek ve yurt dışına, özellikle Avrupa ülkelerine ürün satabilmek için bu çalışmaların yapılması işletmeye katma değer sağlamaktadır. Bir dönem elektronik ve sağlık sektöründe yoğun kullanılan 6 Sigma uygulamaları artık sektörümüzde de az sayıda da olsa yapılmaktadır. Özellikle ikinci veya üçüncü kuşağa geçmiş yönetimlerde bunu çok daha net görmekteyiz.

Yukarıda kısaca değinmeye çalıştığım kavram ve uygulamaların birçoğunu bizler aldığımız eğitim kurumlarında görmedik. Çünkü o dönemlerde bu kavramların birçoğu yoktu/bilinmiyordu. Bizim dönemimizde kalite kontrol diye başladık toplam kalite ile devam ettik ve geldiğimiz nokta sıfır hata ile üretim. “Kalite, kontrol edilmez yönetilir” anlayışına kadar geldik. Bundan sonrası ise esnek üretim modelleri ve verimlilik arttıracak yöntemler.

Evet, bu kavramların bir kısmını aldığımız eğitim kurumlarında belki kısmen duyduk, belki hiç duymadık veya görmedik. Ancak hayat devam ediyor ve hiçbir şey yerinde durmuyor sürekli bir gelişim var. Eğer bu sektörde biz bu işi yapacağız diyorsak bunları hatta daha ilerisini bilmeliyiz.

İşletmelerimiz her zaman şu temel kuralı bizlerden bekliyor. Nedir o kural; “en az girdi ile en fazla çıktıyı almak”. Yani verimlilik, tüm işletmelerin mühendisinden beklediği ve mühendis alma nedeni işletmesini belirli bir düzene getirmesi. Verileri analiz etmesi uygun raporlama teknikleri ile raporlaması. Özetle her istenildiği anda firmanın fotoğrafının çekilebilmesi. İşte bizlerin bu döngüyü sağlayacak yönetimsel yapıyı kurmamız gerekiyor. Bunu yaparken çıktı kalitesini yükseltmek, insan kaynağı, enerji, malzeme gibi kısıtların da aşağıya çekilebilmesi en önemli kural. Buraya ulaşabilmek için bazı işletmelerimiz bağımsız kişi veya kuruluşlardan destek almaktadır. Bu konuda faaliyet gösteren kuruluşlara baktığınızda sektörümüze farklı disiplinlerden kişilerin hizmet verdiğini görüyoruz. Bizler ise son derece az sayıda ve kurumsal değiliz. Hep birlikte bunun nedenlerini araştırmamız gerekiyor. Amaç burada suçlu aramak değil, sorunun nedenlerini doğru tespit edip çözüme odaklanmak olmalıdır.

3. 5531 Sayılı Yasa ve Ağaçişleri Endüstri Mühendisleri

Yasamızda bizlerin neler yapabileceği yani faaliyet konularımız Madde 4/c bendinde sadece 2 madde ile belirtilmiş.

Burada prefabrike ev, karavan ve deniz araçları yapmak ifadesi kullanılmış. Bunun altının doldurulabilmesi ve uygulanabilir bir madde haline getirilebilmesi için, çalışmalar yapılmalıdır. Özellikle deniz araçları ile ilgili ahşap üretimlerinde mutlaka bizim imzamızın olması gerekliliği işletilebilir şekle getirilmelidir. Bu tür araçlarda bildiğiniz gibi Gemi İnşaat Mühendisinin imzası olacak. Eğer teknenin tamamı ahşaptan üretilecekse Ağaçişleri End. Mühendisinin imzasının da isteneceği şekle getirmeliyiz. Sonuçta yat veya kotranın inşasında kullanılacak ahşap malzemenin mekanik özelliği emprenye uygulaması birleştirme şekilleri son derece önemli bunların güvenilirliği açısında böyle bir yaptırım getirilmelidir. Ben yasanın ilgili maddesini yorumladığımda sadece üretiminde bulunmak değil aynı zamanda çizimi yapılmış bir teknenin proje üzerinde üretile bilirliğini onaylamak olarak algılıyorum.

Ahşap prefabrik ev konusunda da aynı düşünceye sahibim. Sadece burada İnşaat Mühendisi ve Ağaçişleri Endüstri Mühendisinin imzası birlikte istenmeli. Günümüzde imar kanunundaki sıkıntılardan dolayı ahşap sevdalısı İnşaat Mühendisleri ahşap ev yapabilmek için çok büyük zorlukları göğüslemek zorunda kalıyorlar. Dolayısıyla yasamızda belirtilen faaliyet konusunu hayata geçirebilmek için öncelikle imar yasasını düzenlenmesi gerekmektedir. İnşaat projelerine baktığınızda bu yasa ile de sabitlenmiştir. İnşaat Mühendisinin statik projesinin yanı sıra istenilen elektrik ve tesisat projeleri de ilgili mühendislerin imzası ile ruhsat talebinde bulunulmaktadır. [1]

Bu açıdan bakıldığında sadece ahşap binalarda değil. Betonarme binalardaki ahşap yapı elemanları konusunda da projelendirme ve onay istenmelidir. Hepimizin bildiği gibi inşaatlarda henüz oturmuş bir standardımız maalesef yok. Uygulamalarda ahşap konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmakta. Böyle bir girişim ile şu anda ahşap yapı elemanları konusunda yaşanan sıkıntılar azalabilir kanaatindeyim.

Diğer bir konuda ahşap üretimi yapan işletmelerimizin kuruluş aşamasında fizibilite (yapılabilirlik) etüdünün yapılmadan kurulması ve daha sonra ruhsat alınmasıdır. Oysaki kurulacak tesisin hazırlanacak detaylı bir fizibilite raporu, bizlerin imzası ile ruhsatlandırılması önemli açılımlardan biri olacaktır. Böyle bir çalışma ile ülkemizin kaynakları en iyi şekilde değerlendirilecek. Kapasiteye uygun yatırım yapılarak bu zamana kadar gerçekleşen gereksiz makine alımları ile oluşan kaynak israfı önlenecektir. Sektörümüzde bu sebeplerden doğan atıl kapasite de kısmen önlenmiş olacak. Kapasiteye uygun kurulacak tesis/tesislerde istenilen verimlilik sağlanacak, yanlış makine yatırımı veya iş akışından kaynaklı israflar azalacaktır. Bu da uluslararası piyasalarda sektörel olarak rekabet gücümüzün artmasına kişisel çabaların ötesinde örgütsel bir yapı kazanmamıza vesile olacaktır.

Bu bağlamda mezunlarımızın sektörde neler yaptıklarına baktığımızda mühendisliği kısmen yaptıklarını görebilirsiniz. Bizlerin amacı firmamızı/firmalarımızı aldığımız noktadan daha ileri düzeylere getirmek olmalıdır. Firmayı teslim aldığımız şekli ile devam ettiriyorsak bunun adı mühendislik olmuyor. Bir mühendis mevcut durumdan memnun olmayıp hep daha iyisini yakalama gayreti içerisinde olmalı ki gelişme sağlayabilsin. Aksi durumda yerimizde sayarız. Tercih edilme şansımız tamamen bizlerin firmalara yaptığı katkı ile doğru orantılıdır. Bu nedenle bilgimizin üzerine yeni bilgileri sürekli eklemeli ve araştırmacı bir yapıya sahip olmalıyız.

4. Sonuç

Bahsi geçen tüm konularda bizlere ve odamıza düşen görevleri kolaylıkla çıkartabiliriz. Diplomasını alıp sektöre çıkan mühendislerimizin, odamıza kayıt olması ve belirli konularda yetkinlik kazanması adına kapsam dâhilindeki konularda eğitim çalışmaları yapılarak, kişileri daha donanımlı hale getirmek. Devamında sanayimizin de belirli şartlara uymasını sağlayacak denetim sistemi geliştirmek.

Bu konuda önerim bir araya gelip odamızın güçlü ve zayıf yanlarını çıkartmalı (SWOT analizi) ve buradan hareket ile zayıf yönlerimizi nasıl güçlendireceğimiz konusunda bir yol haritası oluşturmalıyız. Böyle bir uygulama ilk aşamada varmak istediğimiz hedefi belirleyip. Hedefimize ulaşmak için 6 aylık veya yıllık stratejik planlar oluşturulmalı.

Burada yasa ile belirlenen yetkiler ve sorumluluklar konusunda sürecin nasıl işlemesi ve denetlenmesi gerektiği. Ayrıca mevcut süreçleri nasıl iyileştirebiliriz konusunda belirli aralıklarda iyileştirme toplantıları yapılarak ideal modele ulaşılmalıdır. Yaklaşımımızı yukarıda ele aldığım şekilde yaptığımızda daha sistematik, net ve anlaşılır olacağı kanaatindeyim.

En önemli nokta oda yönetiminin değişmesi ile oluşturulacak olan stratejik planlar değiştirilmeden gelecek yönetim tarafından uygulamaya devam edilmeli. Devamlılık esas olmalı ki; hedefimize planlanan sürede ulaşabilelim.

5846 sayılı yasa gereği lütfen gerektiği gibi kaynak göstermeden alıntı yapmayınız

[1]3194 Sayılı İmar Kanunu Madde 22 – Yapı ruhsatiyesi almak için belediye, valilik (….) bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir. Dilekçeye sadece tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge), mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa ebatlı kroki eklenmesi gereklidir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir